Aklı Havada
Dün akşam Sinema eKolay‘in davetlisi olarak “Aklı Havada” filmini izlemeye gittik. Kim kim miydik? 35 blog yazarı ve onların birer arkadaşı. Sinema yazarlarının yanında blog yazarlarını ön gösterime çağıralım bakalım neler olacak girişimi… Bildiğim kadarıyla bu blog yazarlarının önemli bir kısmı sinema üzerine birşeyler yazmıyor yani yazdıklarımız sıradan izleyici yorumu olacak Bence güzel bişi.
![]() |
![]() |
Neyse gelelim filme. Film bana bir şekilde Ursula Le Guin’in “Uçuştan Uçuşa” kitabını hatırlattı. Havaalanları, uçak yolculukları ve bu yolculuklarda sıkılan, sahte hayatlar yaşayan insanlar. Fakat filmimizin karizmatik başrol oyuncusu için vazgeçilmez yaşam biçimi. Tabii bir de kendince felsefesi var. Hayatınızdaki herşeyi bir sırt çantasına doldurup gidebilmelisiniz diyor. Çok fazla bir şey beklenmeyecek eğlencelik bir film…
Organizasyon için Hüseyin Ergin‘e çok teşekkürler. Bu arada diğer puanlamalar için ise şu ve şu areslere bakabilirsiniz.
Bu pek bizim halkımıza yönelik bir film değil. Evet, belki uçakla ulaşım ülkemizde hızla artıyor ama halen bir yaşanmışlık için çok yapay ortamlar havaalanları.
Bu vesile ile Onur Baştürk’a da seslenmek istiyorum. Esinlenmek güzel bir şeydir yeni fikirlere kapı açar ama bire bire copy paste yapmak yerine Esenler Terminali’nde, AŞTİ’de ya da Haydarpaşa Garı’nda geçirseydiniz o 1 haftayı yazacak daha çok şey bulurdunuz.
Sinan Çetin’in de Onur Baştürk gibi Up In The Air’den etkilenerek bu tarz gibi bir filmle beyaz perdede boy göstermesini bekliyoruz ya da en azından ben bekliyorum. Çakma senaryolu boşandırma programından daha iyi bir proje olur.
Filmin adını da buldum:
“Gözü Muavinde”
Evet bizim ülkemize kesinlikle ygun olmayan kısımlarından birisi, uçakların dakik bir şekilde kalkması üzerine kurgulanmış olan seyehat planları.
Son İzmir yolculuğumda uçakla toplam 7 saatte gidebilmiştim ( havaalanına ulaşım dahil ). sanırım otobüs ya da trenle de aynı zamanda gidebilirdim…