Kaybettiğimiz Sözcükler
2014 yılına bir kütüphanenin yakılma haberiyle girdik. Lübnan’ın Trablusşam kentinde bulunan El Saih Kütüphanesi içerisinde İslama hakaret içeren makalelel bulunduğu gerekçesi ile yakılmış. Kütüphaneyi yöneten rahip İbrahim Suruc ise, uzun süredir bulunduğu binayı yok etmek isteyen müteahhitlere karşı kütüphaneyi yaşatmaya çalıştığını söylemiş. Bazıları tek kopya olan 78.000 kitabın üçte biri yanmış.
Benzer bir durum ise Türkiye’de oldu. Evet yakılmadılar ama hurda kağıt olarak değerlendirildiler. Milli Kütüphane kilosu 15 – 50 kuruştan 147 ton kitap sattı.
Bazılarımız İskenderiye ve Alamut kütüphanelerinin yasını tutarken, yok canım günümüzde olmaz artık böyle şeyler derken, bir de bakıyoruz ki bilgiye, söze, fikre düşman insanlarla bir arada yaşıyoruz.
Ne yapalım gene şiire sığınıyoruz ve sözü Ahmet Telli’ye bırakıyoruz :
Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de Yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler.